28 Nisan 2008 Pazartesi

Karınca ve Dev

En huzurlu anlarımda gelir çatar hüzünlerim; kapı arasından bakan cezalı çocuklar gibi.

Unutmak istediğim bir kaç kelimem dizili dururken, zorla itip dışarı kendimi
derin derin nefes aldım. Oksijeni ve leylak kokusunu olduğu gibi içime çektim.
Kuzunun elinden tuttum ve ‘seni seviyorum anneciğim işte bak bunun kadar’ dedim,
elimle küçük bir karıncayı göstererek; ne önemi var ki ne gösterdiğimin.

Küçücük ellerin avucumun içinde sıcacık dururken, işte dedim nefes almaya bile ihtiyacımız yok bazen, o kadar az mutlu oluyoruz ki hayatta.
Bu anı değerlendirmek gerek bazen diyerek yürüdük derinle; ottan, böcekten, taksici amcanın saçlarına kadar önemli her şeyi konuştuk, meseleleri çözdük ve en sevdiğimiz Pınar öğretmene ulaştık.

Kızımı tüm huzurumla teslim ettim. İçim içim mutluluğumla bindim işime geldim.
Hava da o kadar missss ki...

Hayatımı düşünecek bile vakit bırakmadan işime koyuldum.
Bir ara birden bire aniden bir yağmur başladı, deli gibi yağdı; öfkesini damlalarla değil gökyüzünün rengini alarak çıkarır gibi.

Sandalyemden, arkama, gökyüzüne bakmaya döndüm; içimdeki ışığa, yüzümdeki mutsuzluğa, o harika günü bitiren yağmura. Sen geldin aklıma! Anne!

Sana söylediklerim ve bana söylediklerin geldi aklıma. Ne seni ben,
ne de beni sen affedebilirsin. Hem affetsen bile ne olur. Affetsem bile hiç bir önemi yok ki. Karınca yerine kocaman bir dev gösterdiğini düşündüm bana; baktım boyuna cüssesine bana mısın demedi, sabah ki karıncamı geçemedi.

’Anne’ dedim bir beden mi acaba kendime gülerek. Sadece bedenini alsam şimdi koklasam koklasam öpsem ellerini. Özür dilememe bile gerek kalmasa öyle kendi içimden geldiği gibi sevsem seni. Ve sen sadece baksan gözlerimin içine; ‘amaannn Özlem’ desen sadece. Öyle kalıp konuşsak eskilerden, küçüklüğümüzden; doğduğumuz zamanı anlatsan, gülsek geçsek üzerinden. ‘Hadi anne’ desem ‘hadi, ben geç kaldım, gitmem gerek’, desen ki ‘yine gel! özlerim ben seni...’
’Aman anne’ desem ‘her gün geliyorum işte!’.

Ne komik olurdu değil mi? Şimdi iki adım uzağımda ne çok özledim bedenini!

Aman! Yağmur nerden yağdın ki şimdi; güneş açtı kuruttu gitti izlerini!

28042008