6 Haziran 2008 Cuma

Bu sabah

Bu sabah, insanların bazen at gözlüklerine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Hani günaydın diyip gerisinin gelmediği ve gelemeyeceğini bildiğimiz zamanlar için. Birde yanında kulak tıpası hediye edilenlerden, yolculuk göz bantları gibi hani şu uçaklarda verilen, belki birde boynuna ‘şu anda burada değilim’ tabelası da asılabilir; olmak zorunda olunan yerler için.
’Bedenime sahip olabilirsiniz ama ruhuma asla’ gibi. Telesekretere not bırakılan cep telefonlarından sahip olmak; ‘şu an varlığımla olmak zorundayım ama size cevap vermiyorum’ repliğinin döndüğü.

Bazen sessiz kalmalı hayatta; at gözlüklerini takıp, kulaklarımızı kapatıp, içimizdeki o yabancı birini yakalamak için. Herhangi bir yerde yalnızken -kendinden başka sesin çıkmayacağından emin olduğun bir yerde- bir ses duyunca, nefes bile almaz ya insan, gelecek sesi duymak için köşeye siner ve gözlerini bir noktaya dikip bir karıncayı bile duyacak kadar dikkat kesilir.
İşte öyle...

At gözlüklerimi takasım var bugün.
Sessizliğimde, içimdeki bir sesi duymak için.

Bugün 6 Mayıs ve sensiz belki 8. belki 9.senem.
Bugün, senden bir ses duyasım var, içimde.
Bugün, sensizliğin üstesinden gelemeyesim var.
Bugün, gözlerimi kapatıp, dinleyesim var.
Her sessizliğin içindeki tıkırtıyı sen sanasım var.
Bugün, özlemimden çok kırgınlığım var; herkese, her şeye...

Bugün, herkese küsesim var.
6 Mayıs 2008
(sensiz geçen 8 seneye)