30 Eylül 2010 Perşembe

Yağmur ile gelen...

Şükürler olsun iki üç damla yağdı kafamızın üstüne,
Gözlerimi kapatıp dinleyince tık..tık..tık.. açınca şıp...şıp...şıp... J
Etrafa bakınca, burdayımm...burdayım....

Sabah, bi huzur içinde uyanmış pencereden bakarken
birden bire, oramdan buramdan giren/çıkan rüzgarı hissettim.
Aniden ağaçlar sallanmaya, neşeyle soyunmaya başladılar gibi,
Bir o yana bir bu yana gidip etrafa yapraklarını saçıyorlardı.
Sırıttım! .
Sonra şöyle bir yola baktım ki,
Herkes bir dengesiz, sanki umulmadık bir fırtınaya yakalanmışcasına alla allah der gibi,
Hatta aldığım bir bilgiye göre uzmanlar, sürücülerin bu bölgelerde sabah ilk görmek
istedikleri kisilerle göz kontağını sağlayamama riskine hazırlıklı
olmalarını öneriyormuş...muş.

Kimi etek – atlet, kimi kazak – mont...
Kimi mutluluktan koşar adım, kimi nefretle kös kös,
Oh be dedim!
OH!
Herkes bi kendine gelsin herkes bi hissetsin bakalım gelip,
her yerine izinsiz dokunup kaçan rüzgarı.
Durduk yere kolumda bir acıyla irkildim!
Saşkın, anlamsız ve ifadesiz Diesel ile burun buruna geldik,
Oturmuş bana bakar,
-          “Hasta mısın be!!!” dedim öfkeyle.
-          “İiiiiyOOwwuuuuUUU” diye (kedisi olanlar bilir, sinirlenme sesi uzun ve içten, kulaklar geride) O bitmeyen sesten hemen sonra bakmaya devam, anlamsız anlamsız.
      Kaşlarım çatık git başımdan dedim!
-         "YOWWWUuuuuuu!!"
Derin bi OFF! Çekip sırıtmaya devam ettim.
Gözleri yarı kısık anlamsız öfke topuna, hem bak ne güzel hava noluyosun durduk yere cık..cık...söylenirken ben, 
gırrrr gıırrr gırrrrrrrrrrrr uyudu uyuyacak, mırlamaya başladı yanıbaşımda. Hah dedim. Salak!
Bi sen eksiktin. Anlamsız!

Derini servis beklerken izledim sonra, al birini vur ötekine,
Ağaç altında servis bekliyor ciddi ciddi yola bakıyor,
Sonra birden bire, durduk yere kafasını kaldırıp yukarı diliyle yağmur yakalamaya çalışıyor...
Olduğu yerde zıplamaya başlıyor... Sonra tekrar bi ciddiyet ve “nerde kaldı yahuu bu servis!!” demesiyle,
Tek kaşım havada ona bakakalan ben!

Takım elbiseli adamcağız oldukça ifadesiz, bir o kadar da tedirgin...şemsiyesiyle ilerliyor,
Tahminen diyorum kahvemi yudumlarken, uyanamadı J. Derken o beyfendi aklı başında adamcağız,
Ağzı bir dolu küfür ile yerinde tepinmeye başlıyor, o ne lan! diye hayretler içinde adama bakarken, 
paçasına sıçrayan tek bir çamur damlasını silkerek, yoluna aynı uyku seviyesinde devam!

Hah dedim bu sabah içimden, hah! İyice kafayı sıyırdınız iyi oldu size,
Öyle farkında olmadan yürürseniz hayata, elbette dürtecek arada!

30.09.2010
ozlemereker