7 Şubat 2006 Salı

gökyüzünde gizli bir ışık....

Bugün Dayının Doğum Günü, Bebeğim.

Bugün, onsuz kutladığımız 6. doğum günü.
Bir gün, eğer 7 Şubat günü uzaklara dalarda, keske tanısaydım diye düsünürsen, meleğim; sana anlatmayı denerim.

Keşke sana her şeyi simdi yasadığım hislerle anlatabilsem.
Aradan kaç yıl geçmis olur kim bilir ve şimdi ki gibi bağırmaya gücüm yeter mi acaba?

Hep bundan korktum; yeteri kadar sana onu yaşatamayacağımdan.
Onun; seni -doğduğunu görseydi- dünyalara değişmeyeceğini, sana her baktığında sebepsiz gülmeye başlayacağını, sana neler neler alacağını, sana hayranlık dolu bakacağını ve gerçekten seni her ne olursa olsun görmek tanımak isteyeceğini.

Tüm bunları sana yaşatmak için elimden geleni yapmaya çalışacağım ve canım kızım benim, sen dayının hep bizimle birlikte yaşadığını ve yaşayacağını bileceksin.

Ve bugün canım kızım, hiç konuşmadan herkesin beni anlamasını istediğim birgün.

Sanki içimde, tamda midemin oralarda bir yerde yuttuğum bir yumru var; sürekli büyüyüp büyüyüp küçülen. İçime korkuyla çektiğim havanın yetmediğini nefessiz kaldığımı
hissediyorum.

Karlı çatılar, sessiz ve karanlık bir gün; bugünün içinde ne yorum ne bir yaşanmışlık var. Sessizlik o kadar işlemiş ki içime; bir kalem düşse canımı acıtacak kadar
ses çıkaracak. Şimdi kime sesleneceğimi bilmeden sağa sola, çaresizce bos ama bir o kadarda dolu, bakmaya devam edeceğim.
Tanımanı o kadar isterdim ki...

Senin bir kardesin olacak mı henüz bilmiyorum ama seni bu duygudan mahrum etmek istemiyorum. İnşallah bizim ki gibi ama çok daha uzun süren bir kardeşin olur ve sana kardeşliğin ne kadar önemli bir duygu olduğunu en iyi sekilde öğretebilirim.

Sahip olduğun herseyin, her anın, herkesin değerini bilmen dileğiyle,
sana hayat boyu arkadaşlık edebilmem dileğiyle,
sana ve sahip olduğum her şeye,
seni çok seviyorum meleğim.
Beni sevginden hiç mahrum etmemen dileğiyle,
yaşam sebebim, yaşam suyum, her şeyim; DERİN'im.

Bugün, gökyüzünde gizli bir ışık var,
Bugün, içinde bir bilsen neler var...


7 Şubat 2006

2 Şubat 2006 Perşembe

Sensiz Olmak

Şimdi on ikiye kadar sayacak
ve hep birlikte susacağız.

Bir an olsun toprağın yüzünde
konuşmayalım hiçbir dilde,
bir saniye duralım,
sallamayalım kollarımızı bu kadar.

Acelesiz, motorlarsız
ne mis kokan bir an olurdu,
birlikte hepimiz
apansız bir gariplikte.

İncitmezdi balinayı
balıkçılar soğuk denizde
tuz toplayan adam
bakardı yaralı ellerine

Yeşil savaşlar hazırlayanlar,
gazlı savaşlar, ateşli savaşlar,
yaşayanı kalmayan zaferler,
temiz giysiler giyerlerdi
yürüyüp kardeşleriyle
gölgede, bir şey yapmadan.

İstediğim karıştırılmasın
kesin eylemsizlikle:
ne yaparsa odur yaşam
bir işim yok benim ölümle.

Götürebilmek uğruna hayatımızı
bu kadar sıradan olmasaydık,
ve bir an, hiçbir şey yapmasaydık,
belki dev bir sessizlik
yarıda kesebilirdi kederini
kendimizi hiç anlamayışımızın,
kendimizi ölümle korkutmanın,
belki de toprak öğretecek bize
ölü görünen her şeyin
aslında canlı olduğunu.

Şimdi on ikiye kadar sayacağım
sessiz olun, ben gideceğim.

Pablo Neruda

--------------------------------------- --------------------------------------- ---------------------------------------

Şimdi yediye kadar sayacağım
gözlerinizi kapatın.

Bir an için unutmadığımız ama bir anlık hatırımızda olmayan şeyleri düsünün.
Yaşadığımız hayatı; yanımızdan bir hortum gibi geçip giden.
Şimdi sevdiğiniz birini arayın. Sadece onu sevdiğinizi söylemek için.
Hortum tam da arkanda olabileceği için.

Bir an mutlu olun, bir an içinizi doldurun. Belki tanıdığınız belki de hiç tanımadığınız biri için. Şimdi ben 7’ye kadar sayacağım. Bir durun.
Bugün tam 33 sene önce bugün. Ve tam 7 sene öncesine kadar...

Bugün, “yedi Şubat”; kafam önde gözlerim kapalı, suskunum.

Ben bir saysam, bir nefes alsan ve bir an dursan, hayata bugün yeniden başlasan, sevdiğin birini arasan, kalkıp birine sarılsan.

Tek eksiğim aramak istediğim; şimdi o yok ya yanım da. Birinize sesleniyorum; hissedebiliyor musunuz? Bulduğunuza sarılın diyorum hani birazdan veda edecekmişsin gibi.


Bugün, doğum günü;
hani o çok üzenin,
hani çekip te gidenin,
hani bir zaman bir yerde adını söylemediğimin,
hani benim gibi biraz,
hani senin gibi biraz,
hani, durup düşündüğünüzde, ilk akla gülümseten bir hikâyesi gelecek kişinin.

Doğduğun gün! Ne denir ki...
Kutlu olsun, hepimize.
Cenkay Ereker.
Dostum. Arkadaşım.
En büyük düşmanım.
En büyük sırlarım.
En çok acıtanım.

Çiçeklerini kurutmadım,
dostlarını unutmadım!

Kardeşin.