4 Kasım 2010 Perşembe

Mektup. "bir akşam masalı"

Pireler ve devler, kayboldular,
Pireler uyudu, devler magralarına gitti...
Bi böcekler kaldı, dolanıp duruyorlar, karanlıkta o köşeden bu köşeye kaçışıp duruyorlar!
Bir de ben var.
yarı aydınlık ışığın altında.

Yazmaya giden, ellerim var birde.
Onlar, halden de anlamazlar, yazmak bir geldi mi!! aslan kesilir, laf anlamazlar.

yarı uyanık gözlerim...onlar yok mu!
Elbette görmekteler olup biteni.
Ama zavallıların dilleri bile yok,
Seyirci kalmaktalar.

sonra kulaklarım!
Gözlerin yarı uyumasını saglamaktalar şimdi.
En cok calısan onlar. Azimle kapakları bir acıp kapatmaktalar, yogunlar anlayacağın.

Dilim desen,öyle bir küsmüş ki olup bitenlere...
yaslanmış dişlerimin arasına, sesi solugu cıkarmamakta dısarı...

Ne zorluklara katlanmıs ah şurada duran yüreğim, en cok ona borçluyuz ama bilmez ki o olmadan pek de rahat yaşarız.
Yok çekip gitmemekte kararlı. Oturur durur dizimin dibinde.

Eğilip bükülüp, etrafı izleyen boynuma ne demeli, taşır üzerinde ki yükü taşımaya da, belli ki huzursuz üst kattaki takırtı tukurtulardan...

Ah zavallı kafam benim!!
Oda burada olmaz mı!
Bi türlü yerleşemedi senelerdir, taşıyıp durur eşyaları, o köşeden...bu köşeye.

Amaann hiç sorma karnımı, hep hasta!
Bi kıramp girdi diyo, bi bulandı diyo!
Psikolojik diyorum ben,
O kalbimden şikayetçi, seslerden bunaldın diyorum.
anlamıyo...

Hepimizin şikayetçisi mi? ahh, sorma onları,
Ayaklarım işte yuvarlanıp gidiyo...laftan sözden anlamıyor bu aralar. Bacakları bekçi diktim tepelerine. Tuttugu kadar tutuyorlar ayakta.

Omuzlar desen, biri bir şeytana uydu, biri desen bir melek!!!

Sırtımsa dimdik şimdilik maşallah! Degme adamlara taş çıkarır. Almış bir yükü işine bakıyor.

Aklım!
O yerinde  allaha şükür.
İşini bilen bi o var şimdilik.
Bizde güvendik bakalım düştük peşi sıra gitmekteyiz.

Yazık!
bir ses var içimde, daha ergen!
Ne dediği belli, ne de çıktığı!!
kendi halinde komşu komşu gezmekte.

Ha!kedim mi o iyi,
Tepemde gezinmekte...
çok şükür agzı var da dili yok!

ama, bir gölge var ki peşim de bir bırakmadı ki,
Oturup kalayım bir başıma!




04112010

15 Ekim 2010 Cuma

o malum atasözüne hitaben...

Benim de iyi olmadığım, hiç anlamadığım şeyler var...yok mu!!

Sen kardeşim, aldın yan marketten bir şarap almaya da içicen. İyi, hoş. Hiç mi anlamazsın o şişe alındıktan sonra içilmiyo!
Açılacak elbet...
O hanım efendi razı olup kollarını şişeye, girme hazzıyla havaya bi kaldırsa diye girmedigim pozisyon kalmadı!
Ordan denedim ı ıh burdan ı ıh derken tekrarlardan bi müddet sonra ben ümidi mi kaybetmek üzere, baska Miller şişelerinln hayaline dalmışken, bi anda bi bak sen, kollar havada! Yok güzelim o öyle değil indir bakalım kolları derken pıt! Sen şişe açıl...o koku yayıl...hah dedim olay buymuş.
Sen koyarsın sebzenin yanın da salak salak, içersin dolu bi bardak...derken vakit olmus tabak kaldırılırken, hah dedim geldik mi yol ayrımına, kaldık 3 kişi, biri tahtan habersiz prenses, biri kendini beğenmiş bir şişe, biri de tanımsız mantar! Şimdi kim kimin içine girecek göreceğiz...ulan dedim bi kendime dönüp, içemedin mi de şu mereti bilmezsin sonun da ne bok yiyeceğini....mantarı alır elime o zerafetle cıktıgı şişeye sokar, elinin tersiyle itmek koşuluyla zorlarsın zorlamaya da, girmez ki meret...lan burdan cıkmadı mı ne ki....dlye, derken...haa havalanma mevzusu mu bu şarap olayı, o havalanırken mantarda bi yandan küçülüyo mu ki!olur mu öyle şey derken, gözümle hizaladıgım mantarın ters tarafını sokarsın şişeye, hah dur bak uydu bu!!derken ve bu kadar şeyin içinde kendime hayretle bakarken, yaptığım en aptalca şey o mantara bi de, girsin diye vurmak oldu!!!sen mantarın otu boku dökül şarabın içine!!yüz o güzelim benim içeceğim yudumlar da...off dedim hem bekar, hem yanlız, hem de atasözlerinden habersiz olmak insanı aptal ediyo...
Elinde kadeh tutması, içtikçe şişkinlik yapmaması iyi de... şarap sevenleri de...kınamıyorum da, 
şu twist off kapaklı biraların gözünü seveyim yaw...

özlemereker

30 Eylül 2010 Perşembe

Yağmur ile gelen...

Şükürler olsun iki üç damla yağdı kafamızın üstüne,
Gözlerimi kapatıp dinleyince tık..tık..tık.. açınca şıp...şıp...şıp... J
Etrafa bakınca, burdayımm...burdayım....

Sabah, bi huzur içinde uyanmış pencereden bakarken
birden bire, oramdan buramdan giren/çıkan rüzgarı hissettim.
Aniden ağaçlar sallanmaya, neşeyle soyunmaya başladılar gibi,
Bir o yana bir bu yana gidip etrafa yapraklarını saçıyorlardı.
Sırıttım! .
Sonra şöyle bir yola baktım ki,
Herkes bir dengesiz, sanki umulmadık bir fırtınaya yakalanmışcasına alla allah der gibi,
Hatta aldığım bir bilgiye göre uzmanlar, sürücülerin bu bölgelerde sabah ilk görmek
istedikleri kisilerle göz kontağını sağlayamama riskine hazırlıklı
olmalarını öneriyormuş...muş.

Kimi etek – atlet, kimi kazak – mont...
Kimi mutluluktan koşar adım, kimi nefretle kös kös,
Oh be dedim!
OH!
Herkes bi kendine gelsin herkes bi hissetsin bakalım gelip,
her yerine izinsiz dokunup kaçan rüzgarı.
Durduk yere kolumda bir acıyla irkildim!
Saşkın, anlamsız ve ifadesiz Diesel ile burun buruna geldik,
Oturmuş bana bakar,
-          “Hasta mısın be!!!” dedim öfkeyle.
-          “İiiiiyOOwwuuuuUUU” diye (kedisi olanlar bilir, sinirlenme sesi uzun ve içten, kulaklar geride) O bitmeyen sesten hemen sonra bakmaya devam, anlamsız anlamsız.
      Kaşlarım çatık git başımdan dedim!
-         "YOWWWUuuuuuu!!"
Derin bi OFF! Çekip sırıtmaya devam ettim.
Gözleri yarı kısık anlamsız öfke topuna, hem bak ne güzel hava noluyosun durduk yere cık..cık...söylenirken ben, 
gırrrr gıırrr gırrrrrrrrrrrr uyudu uyuyacak, mırlamaya başladı yanıbaşımda. Hah dedim. Salak!
Bi sen eksiktin. Anlamsız!

Derini servis beklerken izledim sonra, al birini vur ötekine,
Ağaç altında servis bekliyor ciddi ciddi yola bakıyor,
Sonra birden bire, durduk yere kafasını kaldırıp yukarı diliyle yağmur yakalamaya çalışıyor...
Olduğu yerde zıplamaya başlıyor... Sonra tekrar bi ciddiyet ve “nerde kaldı yahuu bu servis!!” demesiyle,
Tek kaşım havada ona bakakalan ben!

Takım elbiseli adamcağız oldukça ifadesiz, bir o kadar da tedirgin...şemsiyesiyle ilerliyor,
Tahminen diyorum kahvemi yudumlarken, uyanamadı J. Derken o beyfendi aklı başında adamcağız,
Ağzı bir dolu küfür ile yerinde tepinmeye başlıyor, o ne lan! diye hayretler içinde adama bakarken, 
paçasına sıçrayan tek bir çamur damlasını silkerek, yoluna aynı uyku seviyesinde devam!

Hah dedim bu sabah içimden, hah! İyice kafayı sıyırdınız iyi oldu size,
Öyle farkında olmadan yürürseniz hayata, elbette dürtecek arada!

30.09.2010
ozlemereker