21 Ekim 2008 Salı

Fersun’un yaşlı kızı

Biraz önce düşündüm de: ne zaman ögrendik bu kadar acı çekmeyi?
Sanki yıllardır işkenceye maruz kalmışız. Öyle bir ağlamak, öyle bir kendimizden geçesimiz oluyor ki bazen. ‘Tut kendini, fırlat aşağı’ diyor şu yürek.
’Yok!’ diyor ‘yaşayamam herhalde artık, hiç kimseleri çekemem’.
Başına bir kötülük gelmesine bile gerek yok. Hele bu aralar, kaldırımda bir kedi bile görsem, ağlayasım geliyor. Sevdiğim tüm insanları düşünüyorum sürekli; ya birine bir şey olursa? Kimseyi göz görmüyor, sokak ortasında bile, meraklı ve
kınayan gözlere aldırmadan, hüngür hüngür ağlayabiliyoruz. Duyarlı bazı vatandaşlarımız yaklaşıp, ‘aman efendim nedir? Hayırdır?’ dediğinde; gerçek nedeni söylemeye dilim varmıyor. ‘Şu kedi var ya, ona yazık işte...’ ‘ühühühühhüü’.
Herhalde, ‘allah belanı vermesin, bu kadar işin güçün arasında nedir bu’ diye söylenip gittiğini görür gibiyim. Susmakta fayda var. Mendili alıp koşarak uzaklasmak en güzeli. Halbuki ne kadar da güzel ağaçlar bu ara, hafif hafif esen rüzgar, kalabalık sokaklar. Yaz geliyor; kıyafetler...
En sevdiğim zamanlar.

Acının azı çogu, küçüğü büyüğü var mıdır ki; seninki ve benimkinin dışında.
Bir telefonla, daldaki yaprak bile çok değerli geldi bugün bana.
Suzi; yaşlı kız, dostlarımın en sadık köpeği, bir iki gün önce hastalanmıs ve dün aksam aramızdan ayrılmış. İş yerinde telefonu kapadım ve öyle bi düğümlendi ki her şey; sapasağlam, duygusuz ben terasa zor attım kendimi. Uzun uzun gök ile yerin birleştiği noktaya baktım. Aklımda ki tek soru: ‘Acının küçüğü büyüğü olur mu?’
Canım, gri, yaşlı kız; oğlumun ilk aşkı. İçimdesin. Gözlerimin önündesin.
Tek diyebileceğim: yüreğime dokunabilmişsin. Gittiğin yerde aynı sevecenliği bulacağına eminim. Buradan çok iyi bi yerdir, eminim; çünkü kızım, senin yuvanın dışında hayvan sevgisi nedir daha bilmeyen bir sürü insan var.
Hepsi sizinkilere benzemiyor, hepsi bizimkilere benzemiyor.
Aynı acımasızlıkla, kötü davrandıkları hayvanların nefes aldıklarını, bir anneden ve babadan doğmuş olduklarını bilmeyenler var. Gittiğin yer, senin değerini bilenlerin yeri olacak canım kızım; çünkü orada göreceğin canlıların hepsi, bu dünyanın sonunda, yaratılan her canlının gideceği yerin aynı olacağını görmüş ve anlamış olacak. Seni çok sevdim; bunu inkâr edemezsin.
Güle güle, Fersun’un yaşlı kızı.
Suzi.
Bizi unutma!

özlem ereker

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba! Neden Fersun ismi,))

Ozlem Ereker dedi ki...

Köpeği olan, arkadaşımın ismi Fersun çünkü.